10 Temmuz 2013 Çarşamba

Geri Dönüşümün Tarihçesi

Geri dönüşüm sanıldığının aksine, çok eski zamanlara dayanmaktadır.

Geri dönüşüm yeni bir akım değildir. İnsanlık binlerce yıldır geri dönüşüm yapmaktadır.

İ.Ö. 400 yıllarında dahi geri dönüşüm yapıldığı ortaya çıkmıştır. Arkeolojik kazılarda elde edilen bulgularla, Bizans İmparatorluğu döneminde, Sagalassos'ta-Antalya'ya 110 km uzaklıktaki bi antik kent- geri dönüştürülen camlar kullanıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca erken Roma döneminde bronz sikkelerin heykel yapımında kullanıldığı görülmüştür.

Savaş zamanı gibi olağanüstü hallerde, sikkeler, mücevherler ve bilimum el altında metal olarak bulunan eşyalar hep silah yapımı için kullanılmıştır.

Arkeologların buldukları kalıntılardan çıkardıkları sonuç; bu gibi olağanüstü hallerde geri dönüşüm ve tekrar kullanımın daha yaygın hale gelmesiydi. Kıtlık, salgın gibi zamanlarda da insanlar tutumlu davranıyorlardı. Böyle zamanlarda yeni bir şey çok nadir üretildiği ve bulması zor olduğu için kullanılanların geri dönüştürülmesi çok yaygınlaşıyordu.

Endüstriyel devrimden bir adım öncesi için kullanılanı atmak yoktu, dönüştürüp tekrar kullanmak, farklı bir şekle getirip tekrar ve tekrar kullanmak vardı.

Seri üretimin çığ gibi büyüyüp yayılmasından önce, bir ürünü dönüştürüp kullanmak yeni bir ürün alıp kullanmaktan daha ucuzdu ve yaygındı. Örneğin, bir eşya artık kullanılamayacak duruma geldiğinde, eğer cam, aluminyum gibi geri dönüştürülebilecek bir şeyse tekrar işlenir ve yeni bir eşya haline getirilirdi. İngiltere'de, sobalarda arta kalan küller ve tozlar biriktirilerek tuğla yapımında kullanılırdı.

Yani, geri dönüşüm geçmişte, saf, kullanılmamış ürünler yerine sıkça rağbet edilen ekonomik bir yöntemdi.

Endüstri Devrimi ve Geri Dönüşüm

Seri üretimin yaygınlaşması ile yeni ve kaliteli ürünler hem daha ucuza bulunuyor, hem de bir kenara atıldığında tekrar yenisine ulaşmayı kolayca mümkün kılıyordu.

Yine de, 1929 yılında ortaya çıkan dünya ekonomik krizinde insanlar, güçleri yeni şeyler almaya yetmediğinden ellerinde olanı dönüştürmüş, tekrar ve tekrar kullanmıştır.





2. Dünya Savaşı Dönemi

Savaş sırasında, ekonomik yetersizlikler ve kıtlık insanları sarmalarken, geri dönüşütürmek oldukça yüksek rağbet görmüştür.

Savaş için ayrılan harcamalar ve kaynakların ayrımı çok fazla olduğundan, sivil halka çok az bir pay kalmasına neden oluyordu. Pek çok temel ihtiyaç maddesi ve malzeme denizaşırı ülkelerdeki cepheler için toplanıyordu. Bu sebeple halk elindekini daha dikkatli kullanmaya ve kullandığını dönüştürüp tekrar kullanmaya devam etti.

Ayrıca, geri dönüşüm bir vatanperverlik göstergesiydi. Ülkeler kampanyalar düzenleyerek metal, muhafazalı fiber bağışlarını sağlamışlardır. Evlerde geri dönüşümün tercih edilmesi aynı zamanda denizaşırı ülkelerdeki cephelere daha fazla kaynağın ulaşması demekti.

Savaş sona erdiğinde, kaynakların korunmasına ilişkin çalışmalar, Japonya gibi doğal kaynaklar bakımından zengin kimi ülkelerde devam ettirildi. Bunun yanında, ABD gibi kimi ülkelerde de geri dönüşüm unutulmaya yüz tuttu.

1940 ve 1950'li yıllarda, katı atık sahaları çöp toplamak için ucuz bir yöntemdi ve geri dönüşüm de pek popüler değildi.

1970'lerde geri dönüşüm tekrar popüler oldu ve geri dönüşüm merkezleri oluşturulmaya başlandı. 1960'lerda başlayan çevresel hareket büyük bir destek bulmuştu ve toplumsal bilinç gittikçe artıyordu.

Geri dönüşüm tarihinin dönüm noktasını uluslararası geri dönüşüm sembolü oluşturmuştur.

Sembol, azaltmak, tekrar kullanmak ve geri dönüştürmek aşamalarını temsil etmektedir.

İnsanlık var olduğu sürece geri dönüşüm de olacaktır.




9 Temmuz 2013 Salı

Geri Dönüştürme


Bozulan elektronik eşyalarınızı geri dönüştürmeyin.

Hepimiz kullandıklarımızı geri dönüştürerek doğaya ve ekonomiye katkı sağlayabileceğimizi biliyoruz. Ne yazık ki konu elektronik cihazlara geldiğinde bu en son ve aslında pek de olmayan bir seçenek.

Geçtiğimiz yıl, dünya üzerinde 1,75 milyar cep telefonu satıldı. 2013'ün sonuna geldiğimizde yepyeni 240 milyon tablet ve 270 milyon PC çoktan üretilmiş ve dünyaya yayılmış olacak.

Masanızdaki laptop, cebinizdeki telefon ve elinizden düşmeyen tablet kobalt, kadmiyum, nikel, kurşun, bakır ve altın içeriyor. Örnek vermek gerekirse, tek bir cep telefonu 500 ile 1000 farklı bileşenden-ülkeden ülkeye, çevre standartlarına, maden kaynaklarına ve insan haklarına göre değişiklik gösteriyor-oluşuyor.

Talep ile cihaz üretimi artmaktadır. Buna bağlı olarak yer altı zenginliklerine olan talep de artmaktadır. Son on yıl içinde demir madenlerindeki üretim %180, kobalt'ta %165, lityum'da %125 arttı. Her yıl, iyi cevherler bulmak için onca zarar verilirken üretmek için kaynaklar azaltılıyor ve her geçen gün maden bulmak için daha derine bakmak gerekiyor. Sadece 3 gram altın çıkarmak için yaklaşık 80 ton atığa sebep oluyor.

Üreticiler ne derse desin, doğa dostu, yeşil elektronik diye bir şey yok.

Büyük yatırımcılar da yapsa, günümüz elektronik aletlerinin kullanıp atılmak gibi kötü bir şöhreti vardır. Cep telefonlarının ortalama ömrü 18 aydır. Laptop ve tabletlerde ise içlerinde bulunan pil ömrü tam güç dolarak çalışma kapasitesini geçen bir iki yılda kaybetmekte. Daha hızlı, yeni ve pürüssüz cihazların karşı konulamaz cazibesi doğumdan mezara kadar sürüyor.

Daha kötüsü, pek çok elektronik bileşeni-nadir maden bileşenleri içerenler-ne yazık ki geri dönüşümle kazanılamıyor. Geri dönüştürülen laptop parçalarından yeni bir laptop üretilemiyor. İçerdiği kaynaklar işlem gördüğünde kaybedilmiş oluyor.

Yine de geri dönüşüm bazı şeyleri geri döndürüyor fakat, önceki halinden daha az saf halde geri alınabiliyor. Ve yine de geri dönüşüm, eski cep telefonunu öylece çöpe atmaktan daha iyidir. Fakat, konu çevre olduğunda, kötünün iyisini değil, iyi olanı yapmalıyız.

Yani, bozulan, eskiyen cep telefonunuzu, bilgisayarınızı atmayın. Tamir edin, ettirin. Kullanmaya devam edin ya da ihtiyacı olan birine verin. Bunu yaparak gelecekte kaynakların korunmasını ve gerekli miktarda kullanılmasını sağlayın.

Tüketimi azaltın, kullandıklarınızı değerlendirin, tamir edin. Sonra geri dönüştürün.

PAGEV Türkiye'nin 3. Geri Dönüşüm İşletmesini Kuruyor

PAGEV hayata geçireceği 3. geri dönüşüm işletmesi projesi ile plastik atık oranının azaltılması, plastiklerin yeniden kullanımı ve geri dönüşüm için sürdürülebilir çözümler sunacak. 


PAGEV kimdir? 

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfıdır. 1989 yılında kurulmuştur. Türk plastik sektörünü yurtiçi ve yurtdışında temsil etmekte olan kuruluştur. Sektör içinde yer alan işletmelerin bir çatı altında toplanmasını ve tüm değişimleri, yeni teknolojiler vs. takip ederek işletmelerin de avrupa düzeyinde kalkınmasını hedeflemektedir. Sektör ile ilgili gerekli araştırmaları da desteklemektedir. 




Aynı şekilde sektör içinde, çevre konusundaki hassasiyetlerini de korumaktadırlar. Bu konuda eğitimler, seminerler ve konferanslar düzenlemektedir. Şimdi de 3. geri dönüşüm işletmesi projesi ile 2013 yılı sonuna kadar toplam 100 bin ton ambalajdan 50 bin ton plastiğin geri kazanımını hedefliyor. Bu, ülke ekonomisine 105 milyon lira katma değer yaratacak. Bu sektörde faaliyet gösteren tüm yetkili kurumların her yıl ortalama 400 bin ton plastiği geri kazandırdığı düşünülürse ekonomimiz her yıl en az 450 milyon liraya yakın kazanç elde edecek. Sadece 2011 yılında piyasaya 1,6 milyon tonluk plastik ambalaj sürüldü ve bunun 625 bin tonu resmi veya gayri resmi olarak ekonomiye geri kazandırıldı. Çevreye olan katkının yanında ekonomik katkı hiç bir şey! 

PAGEV ilk ve öncelikli olarak plastiğin geri dönüşümüyle ilgilenecek, daha sonra ise kağıt, karton, cam ve metal gibi diğer katı atıkların dönüşümüne başlayacak.

Ayrıca Milli Eğitim Müdürlükleri ile imzalanacak protokolle ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında kaynakta ayırma ve geri dönüşüm konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapılacak.

PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Uysal konuyla ilgili açıklamasında "Plastik sektörü olarak GSMH'ya 25 milyar dolarlık bir katkımız var, 2012 yılında toplam üretimimizi 8 milyon tonun üzerine çıkardık, 300 binden fazla kişiye istihdam sağlıyoruz, direkt ihracatımız yaklaşık 5 milyar dolar. Plastikler kadar ekonomiye destek olan ve aynı zamanda çevreyi koruyan sürdürülebilir bir malzeme daha maalesef yok. Buna rağmen sektörümüz özellikle çevre konusunda sürekli gündemde. Çevreye verdiğimiz önem doğrultusunda PAGEV olarak; plastik atıkların sürdürülebilir yönetimine katkıda bulunmak, enerji tasarrufu sağlamak, çevre kirliliğini önlemek ve geri dönüşüm ile plastikleri tekrar kullanarak ekonomiye katma değer yaratmak üzere PAGÇEV'i kurduk. Plastiğin geri kazanımı için başlayan yolculuğumuzun diğer malzemeleri de kapsayarak devam edeceğini, eğitim çalışmalarımızın da İstanbul'dan başlayarak tüm ülkeye yayılacağını şimdiden rahatlıkla söyleyebilirim" dedi.

http://www.pagev.org.tr/index_TR.asp
http://www.limitsizenerji.com/cevre/geri-donusum/1998-pagev-turkiyenin-3-geri-donusum-isletmesini-kuruyor
http://yeniekonomigazetesi.com.tr/haberler_pagev_turkiyenin_3._geri_donusum_isletmesini_kuruyor-l-1-sayfa_id-666-id-157916

5 Temmuz 2013 Cuma

Çöplerin Yaşamı

 İnsanoğlu günümüzde tam bir tüketici. Geçmişte de tüketici idi, ama şimdi kullanılıp atılan maddelerin fazlalaşması ile dünyamız yavaş yavaş çöplüğe dönmekte. Atılan maddelerin bizim için fonksiyonu bitiyor. Ama onlar için yeni bir süreç başlıyor. Zaman içerisinde ısı, nem, bakteriler, ışık, yağmur, soğuk, sıcak gibi faktörlerin yardımıyla çöplerimiz bir takım kimyasal reaksiyon sonucu çürüyerek yeniden doğaya dönmektedirler. Atılan çöplerin hepsinin dayanıklılıkları farklı farklıdır. Kimisi üç beş gün içerisinde doğaya karışırken kimi de asırlarca hiç bozulmadan kalıyor. Kullanıp attığımız maddelerin çürüme süreçleri hakkında bir fikir sahibi olursak, çevre sağlığımızı daha fazla düşünür ve çok uzun zaman bozulmadan kalan maddeleri belki kullanmayı azaltarak çevre kirliliğini azaltmaya bir katkı sağlayabiliriz. Bu dünya yalnız bize ait değil, aynı zamanda çocuklarımız ve torunlarımıza da ait. Bunu en güzel ifade eden şu ata sözünü aslında hepimizin unutmaması gerekli  "Biz dünyayı dedelerimizden miras değil, torunlarımızdan ödünç aldık".